User Tools

Site Tools


size_zel_heyecanla_yasatacak_diya_baki_esco_t_bayanla_i

Veli KÜÇÜK ile ilerleyen dönem içerisinde; kendisini 2004 yılı içerisinde kurmuş olduğu ve Şirin Evlerde faaliyet gösteren Profesyonel Güvenlik isimli iş yerine davet ettiğini. Kendisinin Ergenekon soruşturmasında ismi geçip de tanıdığı şahıslar ile ilgili beyanlarının bunlardan ibaret olduğunu, ayrıca bu kapsamda olabileceğini düşündüğü konular ile ilgili de beyanlarda bulunduğunu, genel olarak bilgi sahibi olduğu Ergenekon yapılanması ile PKK'nın hem kuruluşu, hem Yalçın KÜÇÜK Doğu PERİNÇEK ilişkisi ve yukarıda anlattığı konular göz önünde bulundurulduğunda ilişkili olduğunu düşündüğünü beyan etmiştir. Abdullah OCALAN'a 1996 yılında gerçekleştirilen daha doğrusu Şam'da ki okulun önünde patlatılan bombayı gerek Yalçın KÜÇÜK'ün gerekse Abdullah ÖCALAN'm haberdar olduklarını kendi beyanları ile açıklamışlardır dediği, bu açıklamalarda Yalçın KÜÇÜK'ün yurtdışında bulunduğu bir sırada Abdullah ÖCALAN'ı arayarak “sana suikast girişiminde bulunulacak, Şam'ı terk et” şeklinde haber verdiğini, Abdullah ÖCALAN'm da buna rağmen Şam'dan ayrılmayacağını ama tedbir alacağını söylediğini bildiğini, Bu açıklamaların örgütün yayın organlarında da yer aldığım, Abdullah ÖCALAN'm Şam'da bulunduğu dönemlerde 199O'lı yıllardan sonra Yalçın KÜÇÜK'ün kendisi ile görüşmeye başladığını, bu dönemden sonra Yalçın KÜÇÜK'ün yurtdışında Fransa, Brüksel gibi Avrupa ülkelerinde kaldığını, Abdullah ÖCALAN'm Suriye'den çıktıktan sonra ise Türkiye'ye döndüğünü, bunun da oldukça dikkat çekici bir durum olduğunu. Dün Kenya'dan ne ise ki Abdullah ÖCALAN Türkiye'ye getirildi. Diyarbakır Üniversiteli Escort hizmeti ise genellikle genç ve dinamik kişiler tarafından sunulmaktadır. Üniversite öğrencisi escortlar, If you beloved this article and also you would like to receive more info regarding bu bağlantıya göz atın generously visit our web-page. müşterilerine dinamik ve eğlenceli bir deneyim sunabilirler. Bu çok tehlikeli bir gidiştir. Çiçek, bir birey olarak, hangi çiçeğin açacağını, hangi alanın onun için en uygun olduğunu seçer. Bundan kuşku duymuyorum“ “Biz, Kemalist Cumhuriyet bitmiştir diyoruz” şeklindeki yazıyla alakalı Atatürk ve Cumhuriyeti aşağılamasının, küçük göstermeye çalışmasının sebebi ve hangi amaca hizmet ettiğine savunmasında; Kendisinin ATATÜRK ve Cumhuriyeti için savaştığını, Sivas kongresinde oybirliği ile Manda kararının çıktığını yazmasının karalama olmayacağını, bunun tarihin doğru yazılımı olacağını, kendisinin bu memlekette hep Mustafa Kemal'i savunduğunu, görüşlerinin ilkokullarda öğretilen görüşler gibi olmadığını, daha gerçekçi olduğunu, ismi geçen “Türkiye Üzerine Tezler” kitabını da kendisinin yazdığını beyan etmesi ve kitabın yazıldığı 1992 yıllarında şüphelinin PKK kamplarında ideolojik eğitim verdiği göz önüne alındığında şüpheli Yalçın KÜÇÜK'ün PKK örgütü üyelerine ideolojik ve örgütsel dersler verirken Atatürk'e hakaret ederek başta PKK örgütü üyeleri olmak üzere tüm Atatürk düşmanlarının sempatisini kazanmaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Sabah gazetesi yazarı Nazlı ILICAK'm 12 Mayıs 2008 tarihli köşe yazısında, “dirilişin öyküsü” kitabından bahsederek kendisinin “Sevgili Başkanım, bana göre de, 1920'de Kemal Paşa, o lider kadrosu içinde en geride olan insandı. Mevcut deliller ve tanık beyanları göz önüne alındığında şüphelinin Ergenekon silahlı terör örgütü adına PKK ile ilişkileri kuran ve iletişimi sağlayan üst düzey kişilerden biri olduğu, Devletin PKK terör örgütü ile çok ciddi mücadele verdiği bir dönemde örgütün elebaşısına karşı yapılacak operasyona engel olması ve bunu kendisine bir devlet görevlisinin söylediğini beyan etmesi bile şüphelilerden ele geçirilen PANZEHİR isimli örgütsel içerikli dokümandaki bilgilerin doğruluğunu göstermektedir. Şeklindeki beyanlarından da varlığını inkar ettiği PANZEHİR kodlu örgütsel içerikli dokümanda belirtilen tüm kararları hayata geçirme gayretinde olduğu anlaşımlıktadır. Ergenekon soruşturması ile ilgili Mehmet Şener ERUYGUR ve Ahmet Hurşit TOLON paşaların davalarının askeri Mahkemede görüşülmesi gerektiğini Sabih KANADOĞLU'nun da savunduğunu, kendisinin de bunun için “bu işi kazandık” dediğini, Sabih KANADOGLU nun bu konuyla ilgisi sorulduğunda; Büyük hukukçu olduğu için her hukuki konuda görüş bildirdiğini, “biz kazandık” derken, davanın askeri Mahkemede görülmesi gerektiğini savunanların kazanmış olduğunu, “Biz” diyerek onu kastettiğini, Ergenekon davasının Genelkurmay Mahkemesinde görüşülmesi gerektiğini söylediğini, Şüphelinin 19.12.2008 günü saat:19.30 da Ankara ilinde bulunan bir restoranın özel bir toplantı yapıldığı, bu toplantıya kendisinin ve üst düzey Yargı, TSK ve Emniyet Teşkilatı mensuplarından bazı şahısların da katıldığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığında görevli olabileceği değerlendirilen astsubay üniformalı bir şahsın toplantı sırasında yemek salonu girişinde kimlik kontrolü yaptığı ve davetli olmayan diğer müşterileri restoranın üst katma yönlendirildikleri, restoranın önünde bekleyen bazı şahısların ise toplantı öncesinden bitimine kadar park edilen araçların çevresinde bulundukları ve etrafı gözledikleri bilgisinin edinildiği belirtilerek, belirtilen tarihte, restoranda ne amaçla buluştukları şeklindeki soruya, “bir yemek için toplandıklarını, özel bir bölümünün olmadığını, ne konuşulduğu konusunda bir bilgi vermek istemediğini” beyan etmesinden bazı üst düzey kişilerle yaptığı toplantılar hakkında bilgi vermemesi, örgüt içinde özel görevlerinin olduğunu göstermektedir. 14.11.2008 Günü Kanal 7 televizyonu İskele Sancak Programı”nda yayınlanan görüntüde, şüphelinin 1992 yılında Almanya'da Terör Örgütü PKK'nm düzenlediği bir festivalde, stadyumda toplanmış yüzlerce kişinin önünde yaptığı konuşmada; “Bugün diyorum. D.'nin “Verdiğiniz telefon İstanbul telefonu” dediği, Y. KÜÇÜK'ün “Evet ondan sonra siz bir daha tekrarlamazlar ama dünkü programı bir yerde bulursunuz bir bakın” dediği, İ

size_zel_heyecanla_yasatacak_diya_baki_esco_t_bayanla_i.txt · Last modified: 2025/03/20 11:18 by gracehhq70102431