This shows you the differences between two versions of the page.
Both sides previous revision Previous revision Next revision | Previous revision | ||
ofis_esco_t_oezgue_uhlu_kızla [2025/03/11 04:49] williancurtsinge created |
ofis_esco_t_oezgue_uhlu_kızla [2025/05/10 02:43] (current) albertha7396 created |
||
---|---|---|---|
Line 1: | Line 1: | ||
- | Kadının sözlükteki karşılığı, hayatın içindeyken aynı değil. Bu kadınların hikayeleri, bizim konforlu yaşamlarımıza çok ama çok uzak. Her biri ayrı bir kitabın konusu belki. 1. Adı Hayal. 16 yıldır Balıkesir Genelevinde çalışıyor. 8 Mart Dünya Kadınlar günü, onun için hiçbir şey ifade etmiyor. Röportaj 2016 yılında yapılmış. "16 yıldır bu işi yapıyorum. Ben bu şekilde olsun istemedim. Benim ailem sebep oldu. İnsanların bazı şeyleri seçme şansı yok, benim de ailemi seçme şansım olmadı. Herkes gibi yuva kurmak isterdim. Ben küçük yaştan beri bu işi yapıyorum. İnsanların tahmin edemeyeceği kadar küçük yaştan beri bu işteyim. Aile, bu konuda önemli bir faktör. Gençlerde görüyorum. Uyuşturucu, özenti var. Üniversitede dahi bu işin yapıldığını biliyorum. Aileler, lütfen çocuklarınızı kontrol edin. Anne ve baba olarak mücadele edin. Benim gibi binlerce insan var. Bizler de insanız. Beni de bir anne dünyaya getirdi. Ona biraz da sahip çıkmak, destek olmak gerekiyor. Ben de anneyim, benim de çocuklarım var. 18 yaşında oğlum, 17 yaşında kızım var. Onların yanında olma lüksüm olmadı. Sadece onlara para vererek annelik olmuyor. 2. Adı yok. Mersin Genelevi'nde çalışıyor. 1986 yılında, 16 yaşında iken, adam zengin diye biriyle evlendirdiler imam nikahıyla, bir ay sonra ayrıldık ve eve geri döndüm, 1994’de evlenmem için ailemden baskılar artmaya başladı, resmi nikahla bir garsonla evlendirdiler. Ankara’ya götürerek randevu evine eliyle yerleştirdi kocam, 1995'de geneleve giriş yaptım, oradan Diyarbakır genelevi, Çorum’a geçtim, beş senedir Mersin'deyim… 3. Onun da adı yok. Mersin Genelevinde çalışıyor, 32 yaşında. Kayınbabam tecavüz etti… Ben tecavüze uğradığımda hamileydim, altı aylık falan… Benim babamın halasının oğlu var, beni emniyet onlara teslim etti. O çocuk dedi, "ben bakarım, bizde kalsın", neyse gittik, tekrar beni kayınbabama bir televizyon karşılığında verdiler. Yine gittim bunlara, bu sefer benim babamın halasının oğlu kayınbabamlardayken geldi, "gel seni biraz gezdireyim, If you liked this article so you would like to be given more info concerning [[https://trulymet.com/@everettrjt914|DiyarbakıR escort bayan]] kindly visit the web-page. götüreyim seni bir arkadaşıma bırakacağım, bu ortamlardan uzak dur, biraz kafanı dinle". 4. Adı yok. O da Mersin Genelevinde çalışıyor. 32 yaşında, ilkokul mezunu. İlişkiye girebilmesi için regl olması ilaçla engelleniyor. Ben şahsen kendimi hayvan gibi hissediyorum. Kışın geliyorlar o demirli pencerelerin arasından bakıyorlar. İşte, "orasını açsa da görsek, burasını açsa da görsek", işte "aç, aç, aç ne olacak". Zaten insanı bunlar rahatsız ediyor, psikolojisini bozmaya da yetiyor. Yeri geliyor, evli kadın kocasına tahammül edemiyor, yeri geliyor biz burada ay haliyle çalışmak zorunda kalıyoruz. İlaçla ay hali görmemiz engelleniyor fakat bunun doktorlar da önüne geçemedi, ahlak da önüne geçemedi. Can güvenliğimiz yok, adamın biri sarhoş, psikopat geliyor, içeride seni dövse, çok oluyor kızların dövüldüğü ettiği. Hakaret yemesi, dayak yemesi çok oluyor. 5. Adı Sinem ama gerçek adı değil. 38 yaşında. Sevgilisi tarafından arkadaşlarına pazarlanmak istenmiş. Hiçbir kadının bu hayatı tercih edeceğini sanmıyorum. Hayat kadınlığı, tercih edilecek bir hayat değildir. Benim hikayem cahillikle başladı. Aslen Sinopluyum. Sevdiğim bir adamın sözlerine kanıp, ailemi ve her şeyimi geride bırakarak buraya, İstanbul’a geldim. Ancak daha sonra, sevdiğim adamın bana olan tavırları ve yaklaşımları değişti. Bir gece, arkadaşlarını eve konuk ettiğinde aldığı uyuşturucu ve alkolün etkisi ile beni arkadaşlarına satmak istedi. İşte o an benim hayatımın dönüm noktasıydı. O gece oradan kaçıp kendi başıma yaşamanın zorluğunu öğrendim. Hayatta kalabilmek için büyük şehirlerin senden istediklerine göz yummak zorunda kalıyorsun. Hele ki cahil ve biraz da alımlı bir kadınsan. 6. Adı Melis S. 30'lu yaşlarında. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesini kazandı ama yarım bıraktı. Yaşanılanlardan ötürü kızı epilepsi hastası, kendisi mide kanseri. Henüz 18 yaşındayken okulu bırakmış, aşık olup evlenmiş ancak bu evlilik 40 gün sürmüş. Çünkü kocası altınlarla birlikte kaçmış, üstelik başka bir kadınla ilişkisi olduğu ortaya çıkmış. Yalnız kaldıktan sonra sığınma evinde kalmaya başlamış ancak eski kocasının 'barışalım' teklifiyle, annesinden ayrılan babasının yanına geçmiş. Babası ve kocasının planıyla da birahaneye satılmış. Birahanede tanıştığı bir müşteri ona yakınlık göstermiş ve bu hayattan kurtarma sözü vermiş. İnandığı o adam önce kendisi, sonra da dört arkadaşıyla tecavüz etmiş Melis'e 12 gün boyunca. Buradan kaçıp kendisine işkence yapanlara dava açmış fakat bu kez de hamile olduğunu öğrenmiş. Melis şu an yaşadıkları yüzünden mide kanseri olmuş durumda. Kızı da ciddi bir epilepsi hastalığı ile mücadele ediyor. 7. Türkmen M. 22 yaşında. Türkiye'ye hasta bakıcılığı için gelmiş, daha doğrusu öyle olduğunu sanmış. Memlekete varsam utanıyorum. Ben Türkmen elbisemle geldim. Tacir N. beni eve götürdü. Buralarda elbise giyilmiyor' dedi. Bana açık saçık kıyafetler almış. Saçım uzundu benim abla. 8. Yağmur 38 yaşında. 11 yıl Adana, Gaziantep, Denizli, Bandırma, Diyarbakır ve en son Kastamonu genelevlerinde çalışmış. Mersin'de bir adamla işe çıktım, iki gün bir yerde rehin tuttu. Dövdü. Dişlerim kırıldı. Artık kan kusmaya başladım. Tam 4 ameliyat geçirdim. Bir sefer ormana götürüp bir başıma bıraktılar. İşe ilk başladığı günü şöyle anlatıyor: 'Saçlarımı kestiler, yüzümü boyadılar. Üzerime bir gecelik verdiler. Öyle çok ağlamıştım ki, derimi yüzer gibi pisliklerden kurtulmaya çalıştığımı hatırlıyorum. 9. Adı Ece. Genç bir kadın ve bağımsız çalışıyor. Gazeteci Elif Key'in 'Sıkılmıyor musun? Çok sıkılıyorum, bir de çok fazla sapık tanıyorsunuz. Kibirli, aşağılayan, "Paranı verdim lan, bilmiyorsan yapma, öğren de yap" diye hakaretler işitiyorum. Biriyle birlikte oluyorsun, sabaha kadar bir şey yapacak halim kalmıyor, uyumak istiyorum izin vermiyorlar. Ama bazıları da çok farklı, çok iyi insanlar çıkıyor. Gerçi fark etmez, erkeklerden tiksiniyorum. 10. Adı Ayşe Tükrükçü. Çocukken amcasının tecavüzüne uğrayıp, kocası tarafından geneleve satılmış. Onun hikayesi, bir romanı tek başına yazdıracak cinsten. 9 yaşında amcasının tecavüzüne uğruyor ilk mütemadiyen. Ailesinin yalnız bırakması sonucu yetimhanede büyüyor, 23 yaşında da karşısına ilk çıkan adamla evleniyor. Kocasının abisi tarafından şiddete uğruyor ve 6 aylık çocuğunu tuvalette düşürüyor. Bahri ile tanışıyor sonra, evlenecekler. Bahri onu Mersin genelevine satıyor, günde 60-70 erkekle birlikte olmak zorunda bırakıyor. Uzun yıllar genelevde çalışıyor, şehir şehir dolaşıyor. Anlaşmalı olarak evlenip çıkıyor genelevden. Şimdi ise 'Hayata Sarıl' lokantasında, evsizlere, yurtsuzlara, muhtaçlara yemek dağıtıyor. | + | Öncelikle, kendi evinde çalışmanın getirdiği bir rahatlık var. İhtiyaç duyduğu ortamı yaratabilir; müzik, aydınlatma ve atmosfer tam da istediği gibi. Bu, seans boyunca hem kendisi hem de müşterisi için işin keyfini artırır. Bir masajın en önemli kısmı, o rahatlatıcı atmosferdir. Şehir yaşamının karmaşası içinde, kendi evinde sunulan bu ayrıcalık, insanlara huzur ve güven veriyor. Bunun yanı sıra, bir dul masöz, hayatının farklı yönleriyle yüzleşme cesaretine sahip bir kadın. If you have any type of concerns relating to where and exactly how to use [[http://merky.de/khl7jr|escort Bayan diyarakır]], you could call us at our site. Kendi bağımsızlığını korurken, karşısındaki kişiye de bu durumu hissettiriyor. Çünkü ortada sadece bir masaj iş birliği yok; aynı zamanda duygusal bir bağ da kurulabiliyor. If you beloved this article and you would like to be given more info about escort bayan Diyarbakir generously visit our own web-page. İnsanlar, bazen sadece fiziksel bir dokunuş değil, aynı zamanda ruhsal bir destek arar. Dul masözün sunduğu hizmet, hem şehvet dolu hem de şefkatli bir yaklaşım barındırıyor. Tabii ki, tüm bu durumlar sosyal medyanın etkisiyle daha da dikkat çekici hale geliyor. Eskişehir’deki dul masözler hakkında paylaşılan anılar ve deneyimler, hem merak uyandırıyor hem de bu alandaki hizmetlerin kalitesini artırıyor. |
+ | |||
+ | "14.11.2008 Günü Kanal 7 televizyonu İskele Sancak Programı"nda yayınlanan görüntüde, şüphelinin 1992 yılında Almanya'da Terör Örgütü PKK'nm düzenlediği bir festivalde, stadyumda toplanmış yüzlerce kişinin önünde yaptığı konuşmada; "Bugün diyorum. Dünyada en güzel baş Kürt başıdır. Çünkü Kürt başını kaldırıyor. Her yerde bunu söylüyorum. Şu anda sevgili dostlarım; Mezopotamyah olduğum için, Anadolulu olduğum için, Orta Asyalı olduğum için gurur duyuyorum. Selam başkaldıran Kürde. Selam Kürdistan dağlarına.. Selam Kürdistan dağlarındaki kardeşlerime. Selam Kardeşime " gibi kelimeler kullandığı, PKK terör örgütü üyeleri ve elebaşı Abdullah ÖCALAN'ı selamladığı, örgütü ve üyelerini övdüğünün görüldüğü hatırlatılarak, PKK terör örgütünü övmesinin nedeni sorulduğunda; Bu televizyonların kendisi ile ilgili yaptıkları bir kampanyanın yansıması olduğunu, bu tür konuşmaları yaptığı zamanın 1992 yılı olduğunu, bu dönemde Kürtlerin birçok taleplerde bulunduklarını ve baş kaldırdıklarını, Türk halkının ise başını eğmiş vaziyette olduğunu, kendisinin de başını kaldıran insanları sevdiği için "Selam Kürdistan dağlarını, selam başını kaldıran Kürt kardeşime" diye konuşmalar yaptığını, ancak burada Abdullah ÖCALAN'ın aklına hiç gelmediğini ve onu kastetmediğini, PKK Terör Örgütünü de kastetmediğini, o dönem içerisinde Almanya'da bir festival düzenlendiğini ancak ne festivali olduğunu bilmediğini, o dönemin siyası partisi olan HEP yöneticilerinin kendisini davet ettiğini, bunun üzerine stadyumda konuşma yaptığını beyan etmiştir. | ||
+ | |||
+ | Tuncay kuruyormuş televizyonu" dediği , E. GÖKSEL'in "Yani ne bileyim emin değilim" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Televizyonu kuruyormuş birde digitürke giriyormuş onlan pazarlık halindeymiş" dediği, E. GÖKSEL'in "Digitürke girerse biraz yüksek kesime seyrettirir yani şey yapar" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tabi tabi demek ki bizim o seninde kulağına gelen o 15 milyon dolar bunda yani parası var görünüyor" dediği, E. GÖKSEL'in "15 milyon dolar aldığından hiç kuşkum yok ya" dediği, Y. KÜÇÜK'ÜN "Hayır sadece ..." dediği, E. GÖKSEL'in "Ahmette doğrular onu yani sorarsan" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Hayır Yılmazlara gitmemiş o para anlaşılan kendisinde çünkü ekibini tutuyor Merdan gidiyor öbürleri gidiyor yani ... severdi Merdanı bu heyet tutardı bu İpekler çok zayıf şu anda ne yapacaklar o televizyon hiç bir şeye yaramaz, hiç bir şeye yaramaz, hiç bir şansları yok, eğer Tuncay bu prestij kaybını yükseltebilirse benim duyduğuma göre işte bana da böyle Yalçın Küçükle şunla bunla program yaparız o epey prestij kaybetmiş diyorlar ondan olabilir bence ama benim anladığım paraları var digitürkle de anlaşacaklarmış, digitürkle anlaşınca kablo yayına geçiyor sizin söylediğinize" dediği, E. GÖKSEL'in "Evet tabi tabi özellikle AB grubu için önemli" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Mehmet gelince görüşecez" dediği, | ||
+ | |||
+ | Tape No:5039, 27.05.2008 tarihinde saat:16.15 de Engin A. ile yaptığı görüşmede özetle; Engin A.’ nın "Perşembe akşamı Tirebolu derneğinde İlhan SELÇUK’ la ilgili toplanıyoruz", "yirmi kişi kadar varız", "İlhan abim zaten o toplantıları dağıtmayın sürdürün demişti" "…(anlaşılmıyor)devam ediyoruz yine ııı... o gece İlhan abimle konuştum ben bu sabah ııı..." dediği, M.Ali BALBAY’ ın "haha", "hıhı" "evet hıhı" dediği, Engin A.’ nın "Çarşamba akşamı saat yedide buluşuyoruz Tirebolu derneğinde" dediği, M.Ali BALBAY’ ın "tamam" dediği, Engin A.’ nın "Akın için bişey yapabildin mi" dediği, M.Ali BALBAY’ ın "Şener optik hocayla konuştum" dediği, Engin A.’ nın "konuştun" dediği, M.Ali BALBAY’ ın "ama dedim biz şu anda dedim bir durumla karşı karşıyayım dedim tam bir Cumhuriyet ailesinin adamı dedim" dediği, Engin A.’ nın "evet bravo" dediği, M.Ali BALBAY’ ın "bizim Ankara da dostumuz İlhan abinin dostu yahi orta bizim aileden bi kişi dedim profesör Akın Y. dedim adını duydum dedi hemen", "adını duydum dedi dedim ki tıp fakültesi açıyomuşsunuz dekanı olmak üzeri o liste de yer alması bile yetecek dedim" dediği, Engin A.’ nın "ha", "çok iyi" dediği, M.Ali BALBAY’ ın "aile durumu olarak size söylemek sorumluluğunda hissederek arıyorum dedim "dediği, |